Zihin ve Beden Arasındaki Köprü: Yeme Davranışı Düzensizlikleri ve Nörobiyolojik Bağlantıları
- Cure Lab

- 19 Haz
- 4 dakikada okunur
Modern hayatın getirdiği zorluklar karşısında yiyeceklere sarılmak hepimizin başına gelmiştir. Stresli bir günün ardından çikolataya uzanmak, can sıkıntısıyla buzdolabını açmak ya da üzüntülü anlarda teselliyi dondurmada bulmak... Bu davranışlar, basit birer alışkanlıktan çok daha fazlası olabilir ve psikoloji ile sinirbilimin kesişim noktasında yer alan karmaşık bir fenomeni işaret eder: yeme davranışı düzensizlikleri (örneğin, duygusal tetiklenmeyle aşırı yeme).
Duygusal tetiklenmeyle aşırı yeme, fiziksel açlık hissi olmaksızın, duygusal durumların tetiklediği bir yeme davranışıdır. Bu durum, sadece kilo yönetimi sorunlarına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda kişinin ruhsal sağlığını da derinden etkileyebilir. Peki, beynimiz ve duygularımız bu süreçte nasıl bir etkileşim içindedir?

Yeme Davranışı Düzensizliklerinin Psikolojik Kökenleri
Duygusal tetiklenmeyle yeme davranışının temelinde genellikle başa çıkma mekanizmaları yatar. Yemek, birçok insan için bir konfor kaynağı, bir ödül veya bir dikkat dağıtıcı görevi görür.
Duygusal Düzenleme: Yemek, özellikle karbonhidrat ve yağ açısından zengin "konfor yiyecekleri," kısa süreli bir rahatlama ve haz hissi sağlayabilir. Bu, beynin ödül sistemini harekete geçirerek geçici bir iyi olma hali yaratır. Olumsuz duygularla (üzüntü, öfke, anksiyete, can sıkıntısı, yalnızlık) baş edemeyen kişiler, bu duyguları bastırmak veya geçici olarak unutmak için yemeğe yönelebilirler.
Çocukluk Deneyimleri: Bazı durumlarda, düzensiz yeme davranış kalıpları çocuklukta öğrenilen davranışlara dayanır. Aile içinde yiyeceğin bir ödül, teselli veya kutlama aracı olarak kullanılması, bireyin ileriki yaşamında da duygusal ihtiyaçlarını yemekle ilişkilendirmesine neden olabilir (Birch & Davison, 2000).
Stres ve Başa Çıkma: Kronik stres, kortizol gibi stres hormonlarının seviyesini yükselterek iştahı artırabilir ve özellikle yüksek kalorili yiyeceklere yönelimi tetikleyebilir. Vücut, stresle başa çıkmak için enerji depolama eğilimine girer (Epel et al., 2001).
Sinirbilimsel Yaklaşım: Beyin ve Kimyasallar
Duygusal tetiklenmeyle yeme, sadece bir irade meselesi değildir; beynin kimyasal süreçleri ve yapılarıyla yakından ilişkilidir.
Ödül Sistemi ve Dopamin: Beynimizdeki ödül sistemi, özellikle dopamin nörotransmiteri tarafından yönetilir. Yemek yemek, özellikle lezzetli ve yüksek kalorili yiyecekler, dopamin salgılanmasına neden olur. Bu da bir haz ve tatmin hissi yaratır. Bu tür yeme davranışları gösteren bireylerde, bu ödül sisteminin daha hassas veya farklı çalışabileceği düşünülüyor, bu da onları bu yiyeceklere karşı daha büyük bir "ödül" beklentisi içine sokabilir (Volkow et al., 2011).
Serotonin ve Ruh Hali: Serotonin, ruh halini, uykuyu ve iştahı düzenleyen başka bir nörotransmiterdir. Karbonhidrat açısından zengin yiyecekler, triptofan adı verilen bir amino asitin beyne ulaşmasını kolaylaştırarak serotonin üretimini artırabilir. Bu da bireylerin ruh hallerini iyileştirmek için bu tür yiyeceklere yönelmesine neden olabilir. Ancak bu etki geçicidir ve uzun vadede döngüyü sürdürebilir (Wurtman & Wurtman, 1995).
Kortizol ve Açlık Hormonları: Kronik stresle salgılanan yüksek kortizol seviyeleri, sadece kan şekerini yükseltmekle kalmaz, aynı zamanda iştahı uyaran ghrelin gibi hormonların salgılanmasını da etkileyebilir. Bu da fiziksel açlık olmasa bile yeme isteğini artırabilir (Choi et al., 2011).

Yeme Davranışı Düzensizlikleri Döngüsünü Kırmak
Yeme davranışı düzensizlikleri, farkındalık ve doğru stratejilerle yönetilebilir bir durumdur. İşte bu döngüyü kırmak için atılabilecek adımlar:
Duygusal Farkındalık Geliştirin: Yemek yeme isteği hissettiğinizde, kendinize "Gerçekten aç mıyım, yoksa hangi duyguyu hissediyorum?" diye sorun. Duygularınızı (üzüntü, can sıkıntısı, anksiyete) tanımlayın.
Alternatif Başa Çıkma Mekanizmaları Bulun: Yemeğin yerine geçebilecek, size keyif veren veya duygusal ihtiyacınızı karşılayacak başka aktiviteler keşfedin. Örneğin, günlük tutmak, müzik dinlemek, yürüyüşe çıkmak, sevdiğiniz biriyle konuşmak, meditasyon yapmak veya bir hobi edinmek.
Stres Yönetimi Uygulayın: Kronik stres, yeme davranışının önemli bir tetikleyicisidir. Derin nefes egzersizleri, yoga, mindfulness (farkındalık) veya düzenli egzersiz gibi stres azaltıcı teknikleri hayatınıza dahil edin.
Düzenli ve Dengeli Beslenme: Fiziksel açlığı önlemek, yeme ataklarını azaltmanın anahtarıdır. Düzenli öğünler tüketmek ve protein, lif ve sağlıklı yağları içeren dengeli besinler seçmek, kan şekerini sabit tutarak ani yeme krizlerini önleyebilir.
Profesyonel Destek Alın: Yeme davranışı düzensizlikleri, altta yatan daha derin psikolojik sorunların bir göstergesi olabilir. Bir terapist, diyetisyen veya beslenme uzmanından destek almak, bu döngüyü anlamanıza ve kalıcı değişiklikler yapmanıza yardımcı olabilir.
Yeme davranışı düzensizlikleri, iradesizlikten çok, zihnimiz ve bedenimiz arasındaki karmaşık bir diyalogun sonucudur. Bu bağlantıyı anlamak, kendimize karşı daha şefkatli olmamızı ve yiyeceklerle olan ilişkimizi daha sağlıklı bir temele oturtmamızı sağlayacaktır. Kendinize doğru soruları sormak ve duygularınızla yemek yerine daha sağlıklı yollarla başa çıkmayı öğrenmek, uzun vadeli refahınız için atacağınız en önemli adımlardan biridir.
Referanslar:
Birch, L. L., & Davison, K. K. (2000). Family environmental factors influencing the developing behavioral controls of food intake and childhood overweight. Pediatric Clinics of North America, 47(4), 893-907.
Choi, H. C., Kim, J., Chung, J. H., Kim, K. H., & Kim, C. I. (2011). Relationships between ghrelin, leptin, adiponectin, and insulin levels and metabolic syndrome in obese Korean adults. Metabolic Syndrome and Related Disorders, 9(3), 209-216.
Epel, E., Lapidus, R., McEwen, B., & Brownell, K. (2001). Stress may add waist to women's lives. Psychosomatic Medicine, 63(1), 160-165.
Volkow, N. D., Wang, G. J., Fowler, J. S., Telang, F., Logan, J., Jayne, M., ... & Goldstein, R. Z. (2011). Prediction of risk for alcohol abuse by an imaging measure of frontal cortex dopamine D2 receptors. American Journal of Psychiatry, 168(3), 290-297.
Wurtman, J. J., & Wurtman, R. J. (1995). The role of serotonin in the control of food intake. Annals of the New York Academy of Sciences, 771, 157-167.






Yorumlar